KLAVİKULA KIRIKLARI
Bilinenin aksine genellikle direkt travma ile oluşur. En sık olarak spor travmaları sonrasında karşımıza çıkar.
Kırığın bulunduğu bölgede ağrı vardır. Ağrıya bağlı olarak o taraftaki kolu kaldırmada problem vardır. Kırıkların % 80’i 1/3 orta kısımda, % 15’i 1/3 distal kısımda ve %5’i ise 1/3 proksimal kısımda lokalizedir. Nadirde olsa subclavian arter ve brachial plexus ile ilgili nörovasküler komplikasyonlarla karşılaşılabilir. Bu sebeple ilk muayenede üst ekstremite nörovasküler muayenesinin yapılması gerekmektedir.
Klavikula omuzu toraksa tespit eden en önemli yapıdır. Sternocleidomastoid adalesi proksimal kırık fragmanını yukarıya çeker. Bu nokta kırığın ilk redüksiyonunda önemlidir. Ayrıca distalde olan kırık vakalarında sıklıkla coracoklavikular ligamentte yırtıklar meydana gelebilir, bu da klavikulanın proksimal fragmanının yukarıya deplasmanına neden olarak akromioklavikular çıkık varmış imajını yaratır.
Tedavide 8-bandajı veya Velpou bandajı kullanılır. Ancak 8-bandajı orta ve proksimal bölge kırıklarında etkili olduğu halde distal bölge kırıklarında Velpou bandajı daha etkilidir.
Nonunion vakalarında, nörovasküler yapılara bası olan durumlarda, erişkinlerde coracoklavikular ligamentte yırtıklarla birlikte seyreden distal uç kırıklarında ve ısrarlı şekilde fragmanların ayrı durduğu ve araya yumuşak dokuların girdiği kırıklarda cerrahi tedavi uygulanır. Cerrahi tedavide genellikle açık redüksiyon ve internal fiksasyon uygulanır.

PROKSİMAL HUMERUS KIRIKLARI
Humerusun proksimal kısmında humerus başı, büyük ve küçük tuberositiler bisipital oluk ve humerus kısmı yer alır. Anatomik boyun, baş ile tuberositi arasında yer alırken, cerrahi boyun ise büyük ve küçük tüberositiler arasında yer alır. Anatomik boyun kırıkları, başın beslenmesinin bozulması nedeniyle kötü prognoza sahiptir. Cerrahi boyun kırıkları ise, anatomik boyun kırıklarına göre daha sık olarak görülmesinin yanında prognozu da daha iyidir. Büyük tuberositiye supraspinatus, infraspinatus ve teres minör adaleleri yapışırken, küçük tüberositiye subskapularis adalesi yapışır. Humerus proksimalinde boyun-cisim arasındaki açı ortalama 145° olup, 30° retroversiyon vardır. Rotator cuff’ı oluşturan 4 adale; supraspinatus, infraspinatus, subskapularis ve teres minör humerus başının aşağıya doğru deplasmanının sağlarlarken, deltoid ise omuzun effektif şekilde abduksiyon yapmasına müsade eder. İnfraspinatus ve teres minör external rotator olarak görev yaparken, subskapularis internal rotator olarak çalışır.
Proksimal humerus kırıkları şu şekilde sınıflandırılabilir:
1. Tuberkulüm avulsiyon kırıkları
2. İmpakte cerrahi veya anatomik boyun kırıkları
3. Deplase kırıklar
4. Humerus başında artiküler yüzey defektleri
 

Tüberkulüm Avulsiyon Kırıkları
Değişik mekanizmalarla oluşabilir. En sık olarak omuz çıkığına sekonder, veya epileptik nöbetlere bağlı olarak gelişir. Ayrılma 1 cm’ nin altında ise konservatif tedavi, 1 cm’nin üzerinde ise cerrahi tedavi uygulanır. Cerrahi tedavi esnasında rotator cuff’da defekt olup olmadığına bakılmalıdır.

İmpakte Kırıklar
Yaşlılarda meydana gelir. Sling ve erken hareket ile tedavi edilir. Periartrit gelişme riski vardır. Aşırı angulasyon olsa bile klinik sonuçlar röntgen ile orantılı değildir.

Deplase Kırıklar
Bu kırıklarda Neer sınıflaması kullanılır. Neer sınıflamasında deplase olan kırık sayısına göre 1-4 arasında sınıflama yapılır. 1,2,3 ve 4 parçalı olarak 4 deplase kırık grubu vardır. Sınıflamanın prensibi 1cm’ nin üzerinde deplasmanı olan veya 45°’ nin üzerinde angulasyonu olan deplase segment sayısı esas alınır. Kırık sayısı ne olursa olsun buna bakmaksızın herhangi bir kırık varsa tek parçalı kırık kabul edilir, buna ilave olan her (yukarıda belirtilen özellikteki )kırık ile 2,3,4 parçalı kırık olarak sınıflama yapılır. Neer bu kırıklarda genellikle şu dört segmentte kırık olduğunu tespit etmiştir: 1) Anatomik boyun veya artiküler segment, 2) Tuberkulüm majus, 3) Tuberkulüm minus ve 4) Humerus cismi veya cerrahi boyun
Neer sınıflamasına göre kırığın tipini tam olarak belirleyebilmek için: humerus proksimal kısmının iyi röntgeni olmalı ve gerekirse CT den faydalanılmalıdır.


Tedavi :
1 parçalı kırıklarda : sling + tedrici egzersiz uygulanır.
2 parçalı kırıklarda : Tüberkulüm kırıklarında; yukarıdaki avulsiyon kırıklarındaki gibi tedavi uygulanır. Anatomik boyun kırıklarında; avasküler nekroz şansı yüksektir. Açık redüksiyon ve internal fiksasyon denenir, başarılı olmazsa protez uygulaması yapılır. Cerrahi boyun kırığı varsa hanging cast veya alçı ile tedavi yapılır.
3 parçalı kırıklarda : Açık redüksiyon ve internal fiksasyon uygulanır.
4 parçalı kırıklarda : Bütün parçalar deplasedir. Artiküler olan baş segmentinin kanlanması bozulduğundan bu kırıklar protez replasmanı ile tedavi edilmelidir.

Humerus Başında Artiküler Yüzey Defektleri
Bunlar genellikle humerus başının glenoid kenarını ezmesi sonucu oluşur. Dislokasyonun redüksiyonundan sonra defektin büyüklüğüne ve omuz stabilitesini etkileyip etkilemediğine göre tedaviye yön verilir. Defekt posteriorda ise omuzun eksternal rotasyonu ile birlikte rekürren subluksasyon ve dislokasyonlar meydana geleceği için humerusa yapılacak retroversiyon osteotomisi ile tedavi edilmelidir. Defekt anteriorda ise internal rotasyon hareketi ile birlikte rekürren subluksasyon ve dislokasyonlar meydana geleceği için subskapularis insertiosu defekt bölgesine nakledilerek tedavi edilir.

HUMERUS CİSİM KIRIKLARI
Otomobil kazası, ateşli silah yaralanması, düşme ve crush injuri gibi sebeplerle oluşur. Outstreched hand dediğimiz dirsek ekstansiyonda,açık el üzerine düşmede önemli bir kırık sebebidir.
Sınıflama : Kırığın bulunduğu yere göre 1/3 proksimal, 1/3 orta ve 1/3 distal olarak sınıflandığı gibi, kırığın açık veya kapalı olmasına göre de sınıflandırılır.
Klinik : Kısalık, deformite, ağrı, şişlik ve krepitasyon en önemli bulgulardır.
Radyoloji : Kırık hattı görülür. Ancak grafi omuz ve dirsek ekleminide içine almalıdır.
Tedavi : A. Konservatif Tedavi : 1 ) Hanging cast : Dirsek 90° fleksiyonda uzun kol alçısı yapılır. Önkol bölgesine yapılan loop ile angulasyonlar düzeltilir. Loop boyuna sling ile asılır. Ancak bu tedavi yönteminde haftalık olarak düzenli radyolojik kontrollerin yapılması gerekmektedir. 30° anterior açılanma ve 30° varus açılanmasında bile üst ekstremitede görünür bir deformite oluşmaz. 2 ) U-alçısı. 3 ) İskelet traksiyonu. 4 ) Velpou bandajı
B. Cerrahi Tedavi : 1 ) Eksternal fiksasyon : Sirküler veya eksternal fiksatörlerle tedavi uygulanır. 2 ) Açık redüksiyon ve internal fiksasyon : plak ve vidalarla tedavi edilir. 3 ) Intramedullar çivileme.
Komplikasyonlar : Kırığa bağlı veya yatrojenik olarak ortaya çıkar. Düşük el tablosu ve dirsek altı bölgede radial sinir dermotom ve myotomunda motor ve duyu kaybı söz konusudur. Radial sinir lezyonu öncelikli olarak konservatif olarak tedavi edilmelidir. Şayet sinirin kırık fragmanları arasında koptuğu veya sıkıştığı düşünülüyorsa eksplorasyon gerekebilir. Bu nedenle hastanın klinik ve ENMG kontrolleri ile takip yapılmalıdır.

SUPRAKONDİLER HUMERUS KIRIKLARI
Çocuklarda en sık karşılaşılan kırıktır. Çocuklarda görülen kırıkların yaklaşık % 40’ dirsek çevresinde görülür. Bunlarında en büyük kısmını suprakondiler humerus kırıkları oluşturur. Direkt veya indirekt mekanizma ile oluşur.
Sınıflama : 1 ) Ekstansiyon tipi kırık : Distal kırık fragmanı posteriorda, proksimal kırık fragmanı anteriordadır. Vakaların % 90-95’ ini oluşturur. 2 ) Fleksiyon tipi kırık : Distal kırık fragmanı anteriorda, proksimal kırık fragmanı ise posteriordadır. Vakaların % 5-10’unu oluşturur.
Klinik : Ağrı, aşırı şişlik, krepitasyon ve deformite vardır.
Tedavi : A. Konservatif tedavi : 1 ) Kapalı redüksiyon ve atel uygulaması 2 ) Cilt traksiyonu 3 ) İskelet traksiyonu B. Cerrahi tedavi : 1 ) Kapalı redüksiyon ve perkütan çivileme 2 ) Açık redüksiyon ve internal fiksasyon
Yukarıdaki tedavi metodlarının hepsinden yararlanılabilmekle birlikte bugün için en sık kullanılan tedavi yöntemi kapalı redüksiyon ve perkütan çivileme veya açık redüksiyon ve internal fiksasyondur.
Komplikasyonlar : 1 ) Volkman iskemisi : Kırık bölgesini çok yakınından geçen brakial arterin yaralanmasına bağlıdır. 2 ) Kırığın yanlış kaynamasına bağlı olarak özellikle distal kırık fragmanının varusta kaynaması sonucu gelişen kubitus varus veya kubitus valgus deformitesi
 

DİSTAL HUMERUS KIRIKLARI
A. İnterkondiler T veya Y kırıkları : Erişkinlerde daha sık olarak karşımıza çıkar. Oluş mekanizması troklear olukta bulunan ulnanın humerus distaline uyguladığı zorlanmadır. Bu kırıklar AO sınıflamasına göre : Tip A; ekstraartiküler kırıklar, Tip B; parsiyel intraartiküler kırıklar, Tip C; Komplet intraartiküler kırıklar. Tip A kırıklarda konservatif tedavi denenir. Başarılı olunamazsa cerrahi tedavi uygulanır. Tip B kırıklarda cerrahi tedavi uygulanır. Tip C kırıklarda ise olekranon osteotomisi ile eklem açığa konup eklem yüzünün restorasyonu yapılır. Cerrahi tedavide rekonstrüksiyon plakları ile internal fiksasyon yapılır.
B. Kondil Kırıkları : Hem medial hem de lateral kondilde görülmekle birlikte sıklıkla lateral kondil kırığı görülür. Milch Tip I ve II olmak üzere 2 tipi vardır. Milch Tip I Lateral kondil kırıklarında radiokapitellar eklem boyunca kırık hattı vardır. Kırık stabildir. Tedavide konservatif veya cerrahi tedavi uygulanır. Milch Tip II lateral kondil kırıkları ise tüm kondili içine alır. İnstabiliteye neden olur. Cerrahi tedavi şarttır. Milch Tip I medial kondil kırıklarında kırık hattı trochleanın bir kısmını içine alır ancak stabil kırıklardır. Konservatif tedavi veya eksizyon yapılabilir. Milch Tip II medial kondil kırıklarında ise trochleanın büyük bir kısmını içine alan kırık hattı vardır ve kırık anstabildir. Bu kırıklarda açık redüksiyon ve internal fiksasyon uygulanır.
C. Epikondil Kırıkları : Lateral epikondil kırıkları nadirdir. Sıklıkla medial epikondilde kırık görülür. Deplasman derecesine göre tedavi uygulanır. Minimal deplasman olan vakalarda konservatif tedavi uygulanırken, kırık deplasmanının çok olduğu vakalarda açık redüksiyon ve internal fiksasyon uygulanır.

OLEKRANON KIRIKLARI
Genellikle direkt travama sonucu yani dirsek üzerine düşme sonucu oluşur. Yada indirekt mekanizma ile dirsek kısmi olarak fleksiyonda iken trisepsin kontrakte olması ile avulsiyon kırığı şeklinde görülür.
Sınıflama : Artiküler yüzeyin ( proksimal fragmandaki kırığın ) tutulum derecesine göre sınıflama yapılır.
Tedavi : Kırığın yeri, şekli, hastanın yaşı ve parçalanmanın derecesine göre tedavi uygulanır. Deplase olmayan ve ayrılmamış ve eklem yüzünde basamaklaşma oluşturmamış kırıklar konservatif olarak alçı ile tedavi edilebilir. Şayet kırık deplase olmuş ise bunlarda açık redüksiyon ve internal fiksasyon uygulanır. Bu amaçla en sık kullanılan tespit materyalleri; kırık redükte edildikten sonra longitudinal olarak geçilen Kirshner teli ve bunun etrafından yapılan sirklaj teli uygulamasıdır ( tension-band yöntemi ). Şayet kırık çok parçalı ise kırık fragmanı tamamen eksize edildikten sonra triseps adalesi ulna proksimal ucuna tutturulur.

RADİUS BAŞ VE BOYUN KIRIKLARI
Genellikle longitudinal yüklenme sonucu meydana gelir ( outstreched hand pozisyonunda ). Bir diğer sebebi ise dirsek dislokasyonudur. Kırığın lokalizasyonuna, artiküler yüzeyin tutulum yüzdesine ve deplasmanın miktarına göre tedavi uygulanır. Deplase olmayan kırıklarda konservatif tedavi uygulanır. Baş ve boyun kısmında büyük parçalanmanın olduğu durumlarda, eklem yüzeyinin 1/3’ ünden fazlasının tutulduğu kırıklarda, dirsek eklemi içinde serbest fragmanın olduğu durumlarda ve radius boyun kısmında rotasyonu engelleyen angulasyonun olduğu durumlarda cerrahi tedavi düşünülür. Bazıları cerrahi tedaviye karar vermekte radyolojik bulguları esas alır ve dirsek eklemine lokal anestezik verip önkol rotasyonlarına bakmayı, 70° pronasyon ve 70° supinasyon varsa radyoloji ne olursa olsun konservatif tedavi yapmayı önerirler. Bazen parçalı kırıklarda radius başı rezeksiyonu gerekebilir.

MONTEGGIA KIRIKLARI
İlk kez 1814’ de Monteggia tarafından tanımlanmıştır. Ulna 1/3 proksimal cisim kırığı ile birlikte radius başının dislokasyonudur.Ön kolun ulnar tarafına direkt olarak bir cismin çarpması sonucu oluşur. Bir diğer sebebi ise hiperpronasyon veya hiperekstansiyonda düşme sonucu bisepsin supinatör etkisi ile radius başı anteriora disloke olurken, ulna da düşmeye bağlı kompresyonla kırılır.
Sınıflama : Bado sınıflaması kullanılır. Buna göre 4 tipe ayrılır. En sık Tip I kırık görülür.
Tip I : Ulna 1/3 proximal cisim kırığı + radius başı anterior çıkığı
Tip II : Ulna 1/3 proximal cisim kırığı + radius başı posterior çıkığı
Tip III : Ulna 1/3 proximal cisim kırığı + radius başı lateral çıkığı
Tip IV : Ulna 1/3 proximal yada orta cisim kırığı + radius başı anterior çıkığı + radius proksimali yada bisipital tuberosity kırığı
Tedavi : Çocuklarda genellikle konservatif tedavi uygulanırken, erişkinlerde cerrahi tedavi uygulanır.

ÖN KOL ÇİFT KEMİK ( RADİUS+ULNA ) CİSİM KIRIKLARI
Motorlu araçlarla olan kazalar ve yüksekten düşme gibi yüksek enerjili travamalar sonucu oluşur. Genellikle oluşan kuvvetin etkisiyle kırık deplase olur.
Tedavi : Çocuklarda konservatif tedavi düşünülebilir. Konservatif tedavide uygulanacak alçı özellik arzeder. Ön koldaki pronotor ve supinator adale kuvvetlerinin etkisi dikkate alınarak 1/3 proksimal kırıklarda ön kol supinasyonda, 1/3 orta kırıklarda ön kol nötralde, 1/3 distal kırıklarda ise ön kol pronasyonda alçı yapılmalıdır.
Ancak erişkinlerde konservatif yöntemlerle redüksiyon sağlansa bile, cerrahi tedaviyi düşünmek daha doğrudur. Zira küçük angulasyon ve rotasyonlar ön kolun pronasyon ve supinasyon fonksiyonlarında kalıcı kısıtlılıklara neden olacaktır. Bu sebeple anatomik redüksiyon ve internal fiksasyon sağlanmalıdır. Cerrahi tedavi yöntemleri : 1 ) Plak ve vidalarla yapılan açık redüksiyon ve internal fiksasyon ( En sık kullanılan yöntemdir ). 2 ) İntramedullar çivileme ; ancak bu yöntemle tedavide nonunion oranı yüksektir. 3 ) Eksternal fiksasyon; açık kırıklarda tercih edilir.
Ön kol çift kemik kırıklarında sinostoz ve rotasyon kısıtlılıkları en sık rastlanılan komplikasyonlardır.

DİSTAL RADİUS & ULNA CİSİM KIRIKLARI
İlk kez 1814’ de Abraham Colles tarafından tanımlanmıştır. Her yaş gurubunda sık karşılaşılan kırıklardandır. Ancak en sık görüldüğü yaş gurubu 40 yaşının üzerindeki bayanlardır. Sık sebebi outstreched hand pozisyonunda düşme sonucu oluşur.
Kırık genellikle radius distal metafizinde olur ve distaldeki kırık fragmanı dorsale deplase ve açıklığı dorsale bakan angulasyon ve kısalık olur. Bunun sonucu olarak el bilek bölgesinde çatal sırtı deformitesi meydana gelir. Buna Colles kırığı denir. Bazen kırıkta distal kırık fragamanının volare yer değiştirdiği ve açıklığı volare bakan angulasyon olduğu görülür ki buna ters Colles veya Smith kırığı denir.
Sınıflama : Extraartiküler, intraartiküler ve kırıklı çıkıklar olarak sınıflanabilir. Barton kırıkları kırıklı çıkık özelliğinde olup, radius distalinden eklemi ilgilendiren kemik bölgeden küçük bir kemik parçası kopar ve bu kemik parçası ile birlikte carpal kemikler disloke olur. Şayet kırık radiusun dorsal kenarında ise dislokasyon dorsaledir ve bunun adı dorsal Barton kırığıdır. Eğer radiusun volar kenarından bir kemik parçası kopar ve karpal kemikler volare disloke olursa buna volar Barton kırığı denir. Chauffeur( Şöför ) kırığı radius distalinde karşılaşılan diğer bir kırık olup, radial stiloidin kırlmasıdır. İlk kez otomobil kullananlarda elin çarpması sonucu oluştuğu görüldüğü için bu ad verilmiştir.
Tedavi : 1. Kapalı redüksiyon ve alçı : Angulasyonlar düzeltilmeli ve radiustaki kısalık önlenmelidir. Özellikle ekstraartiküler kırıklarda bu yöntem uygulanır. 2. Perkütanöz çivileme : Kırık skopi altında redükte edildikten sonra çivileme yapılır. 3. Açık redüksiyon ve plak ve vidalarla internal fiksasyon : Fragmanın çok olduğu durumlarda rijit fiksasyon yapıp erken harekete başlama imkanı verdiği için tercih edilir. 4. Eksternal fiksasyon : Özellikle çok parçalı kırıklarda tercih edilir. Radiusdaki kısalık, angulasyon ve eklme yüzündeki düzensizlikler eksternal fiksatör uygulanarak ligamentotaksis yani ligamentlerin gerdirilmesi yöntemi ile düzeltilir.
Komplikasyonlar : 1 ) Distal radio-ulnar eklem problemleri, 2 ) spontan kapalı tendon rüptürleri ( özellikle m.ekstansör pollicis longus ), 3 ) Karpal Tunnel Sendromu.

GALEAZZİ KIRIKLI ÇIKIĞI
Genellikle el üzerine düşme sonucu oluşur. Radiusun cisim kısmında genelllikle 1/3 orta-distal bileşke bölgesinde kırık ve inferior radio-ulnar eklem ligamentlerinin rüptürü sonucu ulna başının radius ile ulna arasındaki eklemden dislokasyonu ile karakterizedir. Ulna başı mediale, anteriora veya posteriora doğru gider.
Tedavi : Çocuklarda konservatif tedavi genellikle yeterli olur. Kırık ve çıkık redükte edildikten sonra alçı uygulanır. Oysa erişkinlerde cerrahi tedaviye gerek duyulur. Cerrahi tedavide radiusdaki kırık redükte edildikten, plak ve vidalarla internal fiksasyon uygulandıktan sonra, inferior radio-ulnar eklem redükte edilerek geçici tespit yapılır.

SKAFOİD KEMİK KIRIKLARI
Genellikle genç erişkinlerde görülür. Çocuklarda ve orta yaş grubunun üzerinde sık görülmez.. Genellikle outstreched hand pozisyonunda düşme sonucu veya motorlu araçları kullananların aracı çalıştırırken araç kolunun ters tepmesi sonucu oluşur. Muayenede anatomik snuff-box dediğimiz çukurluk bölgesinde ağrı ve hassasiyet dikkati çeker.Genellikle skofoid kemiğin orta(bel) kısmında transvers bir kırık hattı vardır. Kırık sıklıkla gözden kaçabilir. Bunun nedeni başlangıçta çekilen röntgen grafilerinde kırığın görülememesi veya gözden kaçmasıdır. Bu sebeple mutlak surette el bileğin ön-arka ve yan radyografilerin yanında oblik radyografilerde çekilmelidir. Hatta radyografide bulgu elde edilemediği durumlarda geçici atel uygulaması yapılarak iki hafta sonra tekrar radyografik inceleme yapılmalıdır.
Tedavi : Kırığın deplase ve angule olmadığı durumlarda alçı uygulanır. Ancak deplasman ve angulasyon olan durumlarda açık redüksiyon ve internal fiksasyon ( Herbert vidası veya K-telleri ile ) uygulanır.
Komplikasyon : 1 ) Kaynama gecikmesi, 2 ) Kaynamama, 3 ) Avasküler nekroz, 4 ) Osteoartritis

METAKARP KIRIKLARI
A. I.Metakarp Basis Kırığı : Genellikle boks esnasında longitudinal vurma ile oluşur. Ya metakarpta, karpometakarpal eklemin ortasından başlayan ve eklemi ilgilendiren oblik kırık oluşur (Bennet’s kırıklı çıkığı ) yada metakarpın basis kısmında transvers veya kısa oblik kırık oluşur. İlki yani Bennet’s kırıklı çıkığı daha sık olarak görülür. Tedavi : Kırık genel anestezi altında redükte edildikten sonra alçı uygulanır. Ancak kırığın kayma eğilimi sık olduğundan sık aralıklarla radyolojik kontrol gerekir. Redüksiyonun olmadığı veya redüksiyon kaybı olan durumlarda açık redüksiyon ve internal fiksasyon yapmak gerekir. Eklemi ilgilendiren kırıklar olduğundan dejeneratif osteoartrit gelişme riski fazladır.
B. Diğer Metakarp Kırıkları : Metakarp kırıkları her yaş gurubunda görülür. El üzerine düşme ve boks esnasında oluşur. Genel olarak 3 tipte kırık görülür : 1. Metakarp basis kırıkları, 2. Metakarp cisim kısmında oblik kırık, 3. Metakarp boyunkısmında transvers kırık.
Tedavi : Deplase olmayan kırıklarda el dorsalinden atel uygulaması yapılır. Deplase kırıklarda ise ya intramedullar K-teli ile fiksasyon yapılır, yada mini plaklarla fiksasyon uygulanır.

FALANKS KIRIKLARI
Değişik kırık şekilleri karşımıza çıkar. Bu kırıklarda uygulanacak tedavi metakarp kırıklarında uygulanan tedavi gibidir. Burada unutulmaması gereken durum falanksların uzun süreli immobilizasyonu kabul etmeyeceğidir. Tedavi yöntemi konservatif olduğu durularda 3 haftadan daha uzun süreli immobilizasyon uygulanmamalıdır. Özellikle eklemi ilgilendiren kırıklarda eklem restorasyonu yapıldıktan sonra mini plak ve vidalarla fikse etmek daha uygun olur.

MALLET FİNGER
Ani fleksiyon zorlanması sonucu ekstansör tendonun distal falankstaki insertio bölgesinden ayrılmasıdır. Bazen tendon kopabileceği gibi bazen distal falankstan kemik parçası kopar. Böyle durumlarda yani tendonun kemik parçasıyla birlikte insertiodan koptuğu durumlarda kırık tedavisi uygulanmalıdır
Tedavi : Proksimal interfalangeal eklem fleksiyonda, distal interfalangeal eklem ise hiperekstansiyonda alçı veya splintleme yapılır..



<< Anasayfa'ya Dön

Etiketler : , , , ,